ذَهَبَيَذْهَبُالذَّهَابُ
Yarın tatile gitmek istiyorum.
أريد أن أذهب في عطلة غدا.
Yarın tatile gitmek istiyorum.
أريد أن أذهب في عطلة غدا.
O, bu şehirden gitmek zorunda kaldı.
اضطر أن يرحل من هذه المدينة.
Uçak bir saat sonra gitmek üzere.
الطائرة على وشك أن تغادر بعد ساعة.
Vakit hızla gitmekte.
الوقت يمضي بسرعة.
O, işe gitmek için evden çıktı.
توجه من المنزل للذهاب إلى العمل.