Çabuk olmalısın, yoksa otobüsü kaçıracağız.
يجب أن تكون سريعا وإلا سنفقد الحافلة.
Bu çok çabuk halledilmesi gereken acil bir durum.
هذا وضع عاجل يجب معالجته بسرعة.
Çabuk koşarsan yetişebilirsin.
إذا ركضت بسرعة، يمكنك اللحاق به.