Evim işe çok yakın.
بيتي قريب جدا من العمل.
Türkiye'nin Suriye ile yakın bir sınırı var.
لتركيا حدود مجاورة لسوريا.
Onların çok yakın bir arkadaşlığı var.
لديهم صداقة وثيقة جدا.
Yakın bir ilişki kurmak zaman alır.
يستغرق بناء علاقة حميمة وقتا.